Yazınızı çok beğendim.Sizi twitter'den takip de ediyorum ☺️ancak söylediğiniz üzere instagram'a- yüzeyselliğine tahammül edemedim,twitter ise kalbim dayanmıyor,panik atak olma safhasına getiriyor beni.Gerçekten ruhuma iyi gelecek edebi metinler,sanat,edebiyat,kültürel,bilimsel her konuyu daha rafine ve sessiz bir ortamda,nezih bir platformda bulabilmek adına buralara geldim.Kendi bloğum da var,buradaki yazılar da çok keyifli ve katkısı olan yazarlar var, hiçbir takipçi kaygısı olmyayan benim gibiler için bulunmaz zenginlik.Özetle nitelik var,kaygı yok burada☺️🧘🏻♀️Umarım böyle kalır,uzun yazı seven,okuyan insanlar gelsin lütfen.
Herkes gibi çok insan tarafından okunmayı tabii ki tercih ederim ama esas kaygım gerçekten de bu değil. Beni takip eden ve okuyan az ve öz sayıda insan olsun yeter :)
Hocam, burada kültürlerden kaynaklı büyük farklılıklar olacaktır. Avustralyada gördüğüm yediden yetmişe herkes kitap okuyor. Türkiyede çok sayılı bir kitle, kitap okuyor sadece. Avustralyadaki gibi çok okuyan bir kültürle yetişen birinin okuma kısmında değişiklik yapacağını pek sanmıyorum, bu insanlar her türlü okuyacaktır hatta sosyal medya kullanımları gördüğüm kadarıyla Türkiye ile kıyaslanamayacak kadar az. Türkiyede hemen hemen herkes telefonu elinden düşürmüyor. Dedikleriniz Türkiye gibi az okuma yapan kültürler için yüksek ihtimal.
Aslında her iki tarafı da etkiyecek. Burada Twitter’da olduğu gibi 55 bin kişinin takip edeceğini hiç sanmıyorum ama mesela. Ama bunun %10’u gibi bir sayı takip etse, ciddi okutan sayısı birkaç kat fazla olacaktır twitterdan :)
Paylaşımların hepsi ilgimi çekmesede çoğunlukla güzel şeyler paylaştığınız için takip ediyorum. Twitter konusunda çok haklısınız ve çöpe dönüştü maalesef, artık sadece takip ettiklerimden birkaçına bakıyorum ve kapatıyorum artık. Görmek istemediğim şeyleri inatla önümüze koyuyor algoritma sağolsun. Sayenizde takip etmek için yeni bir alan açıldı.
Bence de iyi bir strateji. Sizi uzun zamandır Twitter’dan takip eden biri olarak burda görmek iyi oldu 😊
Başarılar dilerim, Substack hayırlı olsun 🧿
“Benim stratejim, Twitter’ı bir nevi tanıtım kanalına, Substack’i ise yoğunlaşmış sofra başına benzetmek: hareketli caddede sergilenen lezzet örnekleri, merak uyandıran yolcuları sakin, düzenli bir sofraya davet ediyor. Orada daha uzun cümleler kuruyor, bağlamı genişletiyor, sorulara vakit ayırabiliyoruz.”
Sizi burada da yazar olarak görmek çok güzel Halil Bey, hoşgeldiniz ! Fransa hakkında yazdığım Biraz Kızıl, Beyaz, Mavi isimli haftalık bir bültenim var, belki üniversite anılarınızı tazeler :) https://sahinbasol.substack.com/
javier marias yarınki yüzün serisinin yanılmıyorsam 1. cildinde bu zamanın en önemli sorununun odaklanma ve derinleşme olduğunu benzer bir şekilde vurguluyordu. Kitaplarını tam odaklanma gerektirecek şekilde yazması okuru için egzersiz olsun diye mi bilemedim şimdi:)))
Yazınızı çok beğendim.Sizi twitter'den takip de ediyorum ☺️ancak söylediğiniz üzere instagram'a- yüzeyselliğine tahammül edemedim,twitter ise kalbim dayanmıyor,panik atak olma safhasına getiriyor beni.Gerçekten ruhuma iyi gelecek edebi metinler,sanat,edebiyat,kültürel,bilimsel her konuyu daha rafine ve sessiz bir ortamda,nezih bir platformda bulabilmek adına buralara geldim.Kendi bloğum da var,buradaki yazılar da çok keyifli ve katkısı olan yazarlar var, hiçbir takipçi kaygısı olmyayan benim gibiler için bulunmaz zenginlik.Özetle nitelik var,kaygı yok burada☺️🧘🏻♀️Umarım böyle kalır,uzun yazı seven,okuyan insanlar gelsin lütfen.
Çok teşekkür ederim hoşgeldiniz.
Herkes gibi çok insan tarafından okunmayı tabii ki tercih ederim ama esas kaygım gerçekten de bu değil. Beni takip eden ve okuyan az ve öz sayıda insan olsun yeter :)
Hocam, burada kültürlerden kaynaklı büyük farklılıklar olacaktır. Avustralyada gördüğüm yediden yetmişe herkes kitap okuyor. Türkiyede çok sayılı bir kitle, kitap okuyor sadece. Avustralyadaki gibi çok okuyan bir kültürle yetişen birinin okuma kısmında değişiklik yapacağını pek sanmıyorum, bu insanlar her türlü okuyacaktır hatta sosyal medya kullanımları gördüğüm kadarıyla Türkiye ile kıyaslanamayacak kadar az. Türkiyede hemen hemen herkes telefonu elinden düşürmüyor. Dedikleriniz Türkiye gibi az okuma yapan kültürler için yüksek ihtimal.
Aslında her iki tarafı da etkiyecek. Burada Twitter’da olduğu gibi 55 bin kişinin takip edeceğini hiç sanmıyorum ama mesela. Ama bunun %10’u gibi bir sayı takip etse, ciddi okutan sayısı birkaç kat fazla olacaktır twitterdan :)
Paylaşımların hepsi ilgimi çekmesede çoğunlukla güzel şeyler paylaştığınız için takip ediyorum. Twitter konusunda çok haklısınız ve çöpe dönüştü maalesef, artık sadece takip ettiklerimden birkaçına bakıyorum ve kapatıyorum artık. Görmek istemediğim şeyleri inatla önümüze koyuyor algoritma sağolsun. Sayenizde takip etmek için yeni bir alan açıldı.
Bence de iyi bir strateji. Sizi uzun zamandır Twitter’dan takip eden biri olarak burda görmek iyi oldu 😊
Başarılar dilerim, Substack hayırlı olsun 🧿
“Benim stratejim, Twitter’ı bir nevi tanıtım kanalına, Substack’i ise yoğunlaşmış sofra başına benzetmek: hareketli caddede sergilenen lezzet örnekleri, merak uyandıran yolcuları sakin, düzenli bir sofraya davet ediyor. Orada daha uzun cümleler kuruyor, bağlamı genişletiyor, sorulara vakit ayırabiliyoruz.”
Çok teşekkür ederim.
Sizi burada da yazar olarak görmek çok güzel Halil Bey, hoşgeldiniz ! Fransa hakkında yazdığım Biraz Kızıl, Beyaz, Mavi isimli haftalık bir bültenim var, belki üniversite anılarınızı tazeler :) https://sahinbasol.substack.com/
javier marias yarınki yüzün serisinin yanılmıyorsam 1. cildinde bu zamanın en önemli sorununun odaklanma ve derinleşme olduğunu benzer bir şekilde vurguluyordu. Kitaplarını tam odaklanma gerektirecek şekilde yazması okuru için egzersiz olsun diye mi bilemedim şimdi:)))
Buyurduk 🤘